Cezaevinde olan, öldürülenler de cabası!İki gündür yaşadıklarımızla bir kez daha gördük ki bir gazetecinin en büyük derdi, sıkıntısı, düşündüklerini özgürce yazamamak, konuyu aydınlatmak için gereken soruları özgürce soramamaktır. Yorum yapma hakkı. Daha beteri içeri atılırlar! Onun dışında sorgulayıcı ve sivri dilli olanlar sık sık mahkemelere çağrılarak ifade verir, sorgulanır, yargılanır. Yapmaya kalkarsa en basitinden işinden olur, ya da kendini hakim karşısında bulur. Özgürlük derken elbette, yasalar çerçevesinde kalmayı kast ediyorum. Gazeteciler başlarına bir şey gelmesin diye iki kez düşünmeden yazmaz, üç kez düşünmeden soramaz. Buna rağmen başlarına çok şey gelebilir, en basiti işten atılırlar. Kimseye hakaret etmeden, iftira atmadan, haber kaynaklarına ulaşıp denetim yaparak yazmak. . Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana gazeteciler hiçbir zaman tam özgür olamadı. Bu ülkede gazetecinin muhalifi de, iktidar yalakası da özgürce yazamaz, soru soramaz, görevini yasalar çerçevesinde de olsa, olması gerektiği gibi yapamaz. Otoriter rejimlerde bu hakkı kullanmak zorlaşır. Gerçeği, sadece gerçeği aydınlatmak için. Toplumun haber almak hakkı için haber verme hakkı.
Gerçeği, sadece gerçeği aydınlatmak için. Gazeteciler başlarına bir şey gelmesin diye iki kez düşünmeden yazmaz, üç kez düşünmeden soramaz. Daha beteri içeri atılırlar! Onun dışında sorgulayıcı ve sivri dilli olanlar sık sık mahkemelere çağrılarak ifade verir, sorgulanır, yargılanır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana gazeteciler hiçbir zaman tam özgür olamadı. . Toplumun haber almak hakkı için haber verme hakkı. Bu ülkede gazetecinin muhalifi de, iktidar yalakası da özgürce yazamaz, soru soramaz, görevini yasalar çerçevesinde de olsa, olması gerektiği gibi yapamaz. Yorum yapma hakkı. Kimseye hakaret etmeden, iftira atmadan, haber kaynaklarına ulaşıp denetim yaparak yazmak. Otoriter rejimlerde bu hakkı kullanmak zorlaşır. Buna rağmen başlarına çok şey gelebilir, en basiti işten atılırlar. Cezaevinde olan, öldürülenler de cabası!İki gündür yaşadıklarımızla bir kez daha gördük ki bir gazetecinin en büyük derdi, sıkıntısı, düşündüklerini özgürce yazamamak, konuyu aydınlatmak için gereken soruları özgürce soramamaktır. Yapmaya kalkarsa en basitinden işinden olur, ya da kendini hakim karşısında bulur. Özgürlük derken elbette, yasalar çerçevesinde kalmayı kast ediyorum.